Öğretim Görevlisi Çelik “Medya ve İslamofobi Sempozyumu”na Katıldı

Haber Tarihi :   08.06.2021

İletişim Fakültesi öğretim elemanlarından Öğr. Gör. Fikriye Çelik, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifleri ile düzenlenen “I. Uluslararası Medya ve İslamofobi Sempozyumu”nda bildiri sundu.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, Diyanet İşleri Başkanlığı, Türkiye Radyo Televizyon Kurumu, Erciyes Üniversitesi ve Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı tarafından “I. Uluslararası Medya ve İslamofobi Sempozyumu” Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifleri ile düzenlendi.

Düzenlenen sempozyumda üniversitemiz İletişim Fakültesi öğretim elemanlarından Öğr. Gör. Fikriye Çelik, “Anti-İslamist Yeni Zelanda Saldırısının Batı Medyasında Görünümü: The Washington Post, Le Figaro, Daily Mirror Gazeteleri Örneğinde Değerlendirme” başlıklı bildirisini sundu.

Öğr. Gör. Çelik, “Yeni Zelanda’nın Christchurch şehrinde bulunan iki camiye yönelik 15 Mart 2019 tarihinde cuma namazı sırasında yarı otomatik silahlarla gerçekleştirilip 51 kişinin hayatını kaybetmesi, 48 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan Yeni Zelanda Saldırısı, genelde yabancı düşmanlığı özelde anti-İslamist nitelikte bir terör eylemi olmanın yanında gerek saldırının gerçekleşme biçimi gerek teröristin söylemi ve kullandığı silahların tarihsel ifadesi dolayısıyla incelenmeyi hak eden bir vaka olarak karşımızda durmaktadır." dedi.

Çelik; “Anti-İslamizmin stratejik bir görünümünü sunan bu terör saldırısının Batı medyasında haberleştirilme biçimi liberal The Washington Post, muhafazakâr sağ Le Figaro ve merkez sol Daily Mirror gazeteleri üzerinden incelenmiştir. ABD, Fransa ve İngiltere medyası örnekleminden elde edilen ortak bulgular neticesinde; sözcük seçiminden retorik unsur olarak kullanılan görsel imgeye haberi oluşturan bütün unsurların gazetenin ideolojisi çerçevesinde şekillendiği, metnin söyleminin “terör” bağlamında kurulmadığı, tercih edilen fotoğrafların olayı yansıtmaktan uzak olduğu, vakanın taşıdığı anti-İslamist söylem ve eylem niteliğinin geride bırakıldığı görülmektedir.” ifadelerini kullandı.

Yukarı